HAKKIMIZDA

Yıl 1991 Devlet Memurluğuna başlayalı tam tamına beş yıl olmuştu. Ülkenin ekonomik durumu, memur maaşı, enflasyon her şey karma karışık, hele ki Sayın Mesut YILMAZ’ın Başbakan oluşuyla birlikte seçim vaadi olarak işçilere yüksek zam verip, memuru bırakınca (tabi piyasa memur, işçi maaşına yapılan zama göre ürünlerin fiyatını arttırmakta idi o zamanlar), bu sefer de memur olarak epey bir sıkıntıya girdik. Ne yapabilirim, böyle duramam üretmek zorundayım, tabiatım gereği üretmeden duramam, daha önce çiftçilik, hayvancılığın yanı sıra yaptığım bir sürü iş vardı (Elektrik tesisatçılığı, su tesisatçılığı gibi), ancak her kese faydalı olacak bir şey yapmak istiyordum, günlerce araştırınca aklıma arıcılık geldi, tam benlik bir iş. Arıcılık üzerine araştırma yaptıkça, arıcılıkla ilgili kitaplar okudukça bu işi sevmeye başladım. Hele hele Hakkari balının değerini, kıymetini, adeta şifa kaynağı olduğunu bildikçe daha fazla heveslendim, daha fazla yapmayı arzuladım arıcılığı. Cenabı Allah kendisinden razı olsun Tarım Müdürlüğünde Mühendis olarak çalışan, hali hazırda Artvin Hopa’da Tarım İlçe Müdürü olan Sadık ARSLAN abimizin desteği ile yedi kovan arı aldım.
Arı kovanlarımı bahçeye bıraktım Sadık bey birkaç defa gelip bir şeyler gösterdikten sonra artık kendim bakmaya başladım. Adeta sigara gibi bağımlı hale getiriyor kişiyi, acemiyim sabahları kapaklarını açar içine bakardım tabi onlarda sokardı, vücut bağışıklık kazanmadığı içinde soktuğu yerler şişerdi, buda iş yerinde arkadaşlarım için eğlence konusu olurdu. O yıl aldığım yedi kovanın beşini ikiye böldük, ikisinde bal örettik, bal hasat zamanı geldi, ben il dışında idim, Sadık bey gelmiş iki kovanın balını hasat etmiş, akşam eve götürmek üzere arılığın içine bırakmışlar, arı bu durur mu başlamışlar yağmaya yapmaya, akşam evden aradılar biz balı hasat ettik ancak arılar dadanmışlar ne yapalım diye, ne yapabiliriz ki o yıl sadece daha önce aldığım iki çıta balı yemek kısmet oldu. Tüm balları bir günde arı yedi bitirdi. Artık arıcı olmuştum, o gün bu gün arıcılık yapmaya devam ediyorum, elden ayaktan kesilmeden de yapmaya devam edeceğim, etmeden duramam. O günden bu yana başkasının ürettiği balları değil kendi ürettiğim balları tüketiyoruz, başkasının eline bakmak yerine, başkaların hayır dualarını almayı tercih ediyorum. Ufak tefek de satarak aile bütçesine katkı sağlamış oluyordum. Yıllar yılı kovaladı, bu işi kavramış başkalarına da tavsiye ediyordum, çevremde arıcılık yapan hemen herkese ben tavsiye ettim, almalarına, öğrenmelerine yardımcı oldum. Ta ki 1996 yılına kadar, artık bizim için hobi olmaktan çıkmış, bir kazanç kapısının yanı sıra insanlara Hakkari balını tattırma zamanı gelmiş diyerek “ÖZER ARICILIK BALCILIK” adı altında birde balcılık işine başladık. Bu arada dünya da eşi benzeri olmayan, ancak bir o kadar da kıymeti bilinmeyen Hakkari balını markalaştırmak, hak ettiği yere getirebilmek, milletimizi bu konuda bilinçlendirebilmek için, yaptığımız tüm çabalar fırsatçıların kalitesiz balları, pahalıya satma hayalleri ile durdu kaldı. 
Değil anzer balı, dünyanın ek kaliteli balı olan Manuka balı bile Hakkari balı yanında glikoz olarak kalır. Tabi hal böyle olunca Hakkari balı üreticisi de hak ettiği fiyata satmak ister, ne var ki Hakkari balı adı altında dünya nın ek kalitesiz balları bile satılmaktadır. Buraya gelip bu işi yapmak isteyen insanlar önce teklifimizi kabul eder, daha sonra piyasadaki balların alış ve satış fiyatlarını araştırıp, piyasada dönen dümenlerin farkına varınca Hakkari balını almaktansa Hakkari balı adı altında başka ballar satmak daha cazip gelir kendilerine ve yollarımız ayrılmak zorunda kalır. Ancak pes etmek kitabımızda yazmadığı için ille de Hakkari balının kıymetini dünya ya duyuracağım, halkımıza gerçek Hakkari balını tattıracağım, halkımızı Hakkari balı yerine sahte bal yedirtmeyeceğiz. Bunun için elini taşın altına koyacak birine ihtiyacım vardı, derken. Yirmi yıl Memurluk yapmış (Bunun büyük kısmı çalıştığı Kurum Müdürlüğü) on yıl Belediye Başkanlığı yapmış Kemal KAYA arkadaşım ben buna biçilmiş kaftanım, ne yapacaksak beraber yapalım dedi.İlk iş olarak bize bir marka ismi lazım deyip (HAKKARİ ALİBAL) adı altında AliBal doğal ürünler gıda eğitim ltd.şti adı altında şirketleşme yoluna gittik. Prensip olarak her yıl ballarımızı tahlile yolladıktan sonra satışa sunmaktayız. Daha önce sadece bal çeşitlerini satarken, şimdi bal, bal ürünleri, ceviz ile birlikte bir sürü kokteyl çeşitleri ile halkımızın hizmetine direk üreticiden tüketiciye satışı yapılmakta, böylece halkımız gerçek bal yemiş olacak, şifa bulacak, mutlu olacak, tabiki en çok bizler mutlu olacağız. Hele ki yılların verdiği tecrübe ve deneyimle birlikte yaptığımız bir karışım varki onlarca hastaya şifa kaynağı oldu.